KAZAKİSTAN TÜRK YATIRIMCISINI BEKLİYOR. KAZAKİSTAN TÜRK YATIRIMCISINI BEKLİYOR. için yorumlar kapalı 8939

Dünya ülkelerin ve Türk devletlerinin yüzölçümü bakımından en büyüğü, doğal kaynaklar bakımından da en zengini , 1991 yılında Sovyetler Birliği‘nden ayrılan , anayasa‘da üniter, laik cumhuriyet olarak tanımlanan ,doğal kaynakları, kültürel, ticari ve ekonomik anlamda Asya ile Avrupa arasında önemli bir köprü konumundaki Ülke olan KAZAKİSTAN .

Türkiye Cumhuriyeti Devletinde 2017 Nisan ayında, Türkiye -Kazakistan Büyükelçisi olarak atanan,Sayın Abzal Saparbekuly, 6 Ağustos 1975 doğumlu olup eğitimini Türkiye’de ODTÜ – Orta Doğu Teknik Üniversitesinde tamamlamıştır. Aynı zamanda Turkic Council – Türk Keneşi Genel Sekreter Yardımcılığı görevini sürdürmektedir.

Kazakistan Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbekuly Türkiye –Kazakistan arasında sıkı bir dostluğun olduğunu ve aynı zamanda ,Türkiye’nin kendileri için önemli bir stratejik ortak olduğunu ifade ederek, “Kazakistan’da çeşitli sektörlerde 2 bin 500 Türk şirketi faaliyet göstermektedir. Ülkemiz, Çin, Rusya ve Orta Asya pazarına açılan önemli bir kapıdır. Şu anda Türkiye –Kazakistan ülkeleri arasında 3 milyar dolar civarında bir ticaret hacmimiz var. Ticaret hacmini önümüzdeki yıl 4 milyar dolara çıkarmak için yeni projeler üretiyoruz. Bu konuda da Türk iş adamlarının tecrübelerinden faydalanıp, birlikte çalışmak istiyoruz. Türkiye-Kazakistan arasında ciddi bir yatırım potansiyeli var. Ayrıca Kazakistan’da Uluslararası Astana Finans Merkezi faaliyet göstermektedir. Burası Kazakistan kanunlarına göre değil, uluslararası iş dünyasında kabul edilmiş İngiliz hukuk sistemine göre çalışan bir finans merkezidir. Bunun bünyesinde çeşitli kurumlar, bağımsız mahkeme ve uluslararası tahkim kurulları var. Bunların arasında tahkim üyesi Türk uzmanlarımız da mevcut. Bu açıdan da bakıldığında Türk yatırımcılar rahatlıkla yatırımlarını yapabilirler. Bu yatırım fırsatlarından yararlanmak için Türk iş adamlarını ülkemize davet ediyoruz. Sizlerden Ata topraklarına yatırım yapmanızı bekliyoruz” dedi.

Kazakistan’ın Avrasya’nın parlayan bir yıldızı olduğunu ifade eden Büyükelçi Saparbekuly, “Kazakistan Orta Asya Bölgesinin ekonomik lideri konumundadır. Yabancı yatırımcılara uluslararası standartları karşılayan, en uygun yatırım ortamı sağlayarak bağımsızlığından bugüne kadar 350 milyar dolar yabancı yatırımcı çekmiştir. Doğal kaynaklarının zenginliği bakımından yatırımcılar açısından çekici olmasıyla beraber Kazakistan’ın siyasi istikrarı ve ekonomik gelişmeye yönelik yaptığı reformlar sayesinde başta yabancı yatırımcılar ve Türk yatırımcıların gözde ülkesi haline gelmiştir” ifadelerinde bulundu.

Ayrıca Büyükelçi Saparbekuly, pandemi sürecini çok iyi yöneten Türkiye’nin sağlık alanındaki başarılı çalışmalarını da takdir ettiğini ifade ederken Kazakistan ile Sağlık dahil eğitim,teknoloji,bilişim alanlarında da da bir çok projelerinde hayata geçirilmesi noktasında birliktelik yaşamaktan onur duyduğunu ifade etmiştir.

Kazakistan’da İş Fırsatları!

Kazakistan Türkiye Büyükelçiliği, özellikle Türkiye ve Kazakistan arasındaki iş ortaklığının gelişmesinde önemli ve büyük bir konuma sahip. İş fırsatlarını her daim geliştiren Büyükelçiliğin “Yatırımcılara Özel” iş fırsatları duyurusunda öne çıkan başlıklar şu şekilde :

KAZAKİSTAN’DA TÜRK YATIRIMCILARA ÖZEL İŞ FIRSATLARI

  • 10 yıllığına tüm vergilerden muafiyet, altyapısı hazır arazi, güvenilir özel ve devlet ortaklığı,
  • %7- 8 faizli kredi imkanı,
  • İhracat desteği,
  • İngiliz hukuk sistemi mahkeme ve tahkim,
  • Elektrik ve doğal gazın metreküpü 0.15 – 0.25 kuruş,
  • Asgari ücret 170$,
  • Vasıflı işçi ücreti 250$,
  • 200 milyonluk Avrasya Ekonomik Birliği ülkelerini kapsayan gümrüksüz pazar imkanı,
  • Çin ve Orta Asya ülkelerine ihracat imkânı,
  • Ve en önemlisi! Türkiye’de 2500 şirkete ulaşan ve Kazakistan’da ikinci güçlü yatırımcı konumunda olan Türk İş İnsanları ile birlikte daha güçlü adımlar atabilmek için ortak çözüm imkânları,

Bu güçlü adımları atarken yatırımcıların arkasında duran Kazakistan Türkiye Büyükelçiliği görevini şu an Değerli Abzal Saparbekuly yürütüyor.

Hem iş fırsatlarının gelişmesinde hem de Kültür ve Sanat faaliyetlerinde büyük farkındalıklar yaratan Kıymetli Büyükelçi Abzal Saparbekuly, Kazakistan’ın dış politikasını “Çok yönlü ve çok boyutlu dış politika izleyerek hem uluslararası kuruluşlarla hem de komşularımız Rusya, Çin ve Avrupa ve Amerika ile ilişkilerimizi devam ettiriyoruz.” şeklinde açıklıyor.

Tarımsal Sanayi, Madencilik ve Metalurji, Kimyasal ve Petrokimya Sanayi, İletişim, Ulaşım ve Ticaret başta olmak üzere Kazakistan – Türkiye arasında sıcak bağların kurulması için işte fırsatlar sunumu!

Kazakistan Ankara Büyükelçiliği tarafından yayımlanan Projelerden bir tanesi de İnşaat alanında gerçekleştirilen Öğrenci Yurt Projesi olup ,projenin detayları hakkında aşağıda bilgi verilmektedir.

Ülkemizdeki öğrenci yurtları inşasında Kamu – Özel İşbirliği (PPP) Projesi hakkında bilgi vermekten onur duyarız.

Ülkemizin 2018 – 2022 yılları için çizilen Ulusal Yatırım Stratejisine göre Türkiye, yatırım çekilmesi gereken öncü ülkelerin birisi olarak belirlenmiştir. Kazakistan, Türk iş insanları dahil yabancı yatırımcılar için birçok sektöre farklı fırsatlar sunmaktadır. Günümüzde ülkemizde Türk yatırımcısının ilgisini çekebilecek çok sayıda somut proje mevcuttur. Bunlardan birisi ülkemizde öğrenci yurdu inşası PPP projesidir.

Günümüzde 90 bin öğrenci için yurt ihtiyacı mevcuttur (Almatı: 31.106, Nur Sultan: 17.636, Şımkent: 8.050). Ülkemizdeki okul mezun sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Böylece 2020 yılında 220.457 okul mezunu olacaksa 2035 yılında 400.000 kişiye ulaşılması öngörülmektedir.

1 öğrenciye 8 yıl boyunca yıllık ortalama 318 bin KZT’dan (820 USD) fazla bütçe tahsil edilmektedir.

Bununla birlikte ilk yıl yani ilk 12 ayda ikiye katma düzeltme faktörü uygulanacaktır. Örneğin yurtta 200 kişi kalıyorsa, düzeltme faktörü uygulayarak 400 kişi için ödeme gerçekleştirilecektir (tam kapasiteyi aşmama şartıyla).

Söz konusu projeye yatırım yapmak isteyen iş insanları için %6’lık düşük faizli kredi, bedava arsa tahsisi, vergilerden muafiyet gibi teşvikler sunulmaktadır.

Günümüzde söz konusu mekanizmayla 32 anlaşma imzalanmış, bunun sonucunda yaklaşık 10.652 yatak sağlanmıştır.

Ayrıca yurtta çeşitli ücretlere tabi hizmetler de verilebilmektedir. Örneğin büfe, berber, fitness salonu, öğrenci hamamı, çamaşır odası vb…

İlgi duyanlar için gerekli evraklar: Dilekçe, eğitim faaliyeti hakkı lisansı, şirket kaydı, şirket tüzüğü, banka borcu olmadığına dair belgeleri sunmaları gereklidir.

Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği

Kazakistan’ Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbekuly

Önceki HaberSonraki Haber

Ahmet Erdem | Petrol gaz Dergisi Ahmet Erdem | Petrol gaz Dergisi için yorumlar kapalı 50899

KİM KİMDİR . Ahmet Erdem İstanbul Teknik Üniversitesi’nde İnşaat Mühendisliği branşında lisans eğitimi aldıktan sonra İstanbul Üniversitesi İşletme Enstitüsü’nde Mühendislik Yönetimi branşını tamamlamıştır.

1990 yılında Shell’de çalışmaya başlayan Erdem, Türkiye, Orta Doğu ve Avrupa’da üst kademelerde görev yapmıştır. Yunanistan ve Türkiye Yatırım Müdürlüğü, Türkiye Perakende Satışlar Müdürlüğü görevlerinden sonra, 2006 yılında, halihazırda Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı da yürüttüğü Shell & Turcas Petrol A.Ş. ortak girişim şirketinin kurulmasında önemli bir rol üstlenmiştir. Ortak girişim şirketinin entegrasyonu sırasında Perakende Genel Müdürü ve İcra Kurulu üyeliği görevlerini yürüttükten sonra Shell’in Doğu Afrika’daki faaliyetlerinin merkezi olan Kenya’da Shell Ülke Başkanı ve Kenya Shell Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlenmiştir. Ahmet Erdem, Royal Dutch Shell bünyesinde finansal ve itibar risk yönetimi ile ilgili eğitimler almıştır ve ülke çapında 20 yıla yakın risk yönetim tecrübesi bulunmaktadır.

Erdem halen Shell Türkiye Ülke Başkanlığı’nın yanı sıra Shell&Turcas A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Sabancı Holding Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini yürütmektedir.

Ahmet Erdem, önceki yıllarda Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nde (YASED) iki dönem Yönetim Kurulu Başkanlığı yapmış olup halihazırda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde (TOBB) Petrol ve Petrol Ürünleri Sanayi Meclis Başkanlığı, Petrol Sanayi Derneği’nde (PETDER) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı, Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (WBCSD Türkiye), United Nations Global Compact Türkiye ve Enerji Verimliliği Derneği’nde (ENVER) Yönetim Kurulu Üyeliği ve İngiliz Ticaret Odası’nda Danışma Kurulu Üyeliğini sürdürmektedir.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sakarya Zaferi’nin kazanıldığı 1921 yılı, Anadolu’daki bin yıllık varlığımızın da dönüm noktalarından biridir” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sakarya Zaferi’nin kazanıldığı 1921 yılı, Anadolu’daki bin yıllık varlığımızın da dönüm noktalarından biridir” için yorumlar kapalı 87930

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya Zaferi’nin 100. yılı kutlama programında yaptığı konuşmada, “Sakarya Zaferinin kazanıldığı 1921 yılı, herhangi bir savaşın değil, Anadolu’daki bin yıllık varlığımızın da dönüm noktalarından biridir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Polatlı Duatepe’de düzenlenen Sakarya Zaferi’nin 100’üncü yılı kutlama programına katılarak, bir konuşma gerçekleştirdi.

Sakarya Zaferi’nin kazanıldığı 1921 yılının, herhangi bir savaşın değil, Anadolu’daki bin yıllık Türk varlığının da dönüm noktalarından biri olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Mücadele’nin en kritik safhasında kazanılan bu zaferle, başkenti tehdit eden düşman saldırısının önüne geçildiğini kaydetti.

Temmuz ayında Sakarya’nın doğusuna çekilmek zorunda kalan ordunun, milletin var gücüyle donatılması ve başına da Meclis’in Başkomutan olarak görevlendirdiği Gazi Mustafa Kemal’in geçmesi sayesinde bir ay içerisinde toparlanıp düşmanı yeniden Sakarya’nın batısına attığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Mücadele’nin en kritik sayfasında kazanılan bu zaferle başkenti tehdit eden düşman saldırısının önüne geçildiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, top seslerinin Ulus’tan duyulmaya başlandığı bir süreçte kahraman ordunun adeta düşmana “dur” diyerek istiklal ile sonuçlanacak Büyük Taarruz’un müjdesini bu bölgede verdiğini kaydetti.

Çal Dağı’nda, Beştepe’de, Karlıtepe’de, Duatepe’de, Mangal Dağı’nda “Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak” diye başlayan İstiklal Marşı’na ilham veren kahramanların Polatlı-Haymana hattında verdikleri büyük mücadeleyle isimlerini tarihe cesaretleri ve kanlarıyla kazıdıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “‘Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır’ anlayışıyla yürütülen bu savaşta vatanın her karışını kanlarının son damlasına kadar koruma kararıyla cephede yerini alan askerlerimiz zafer kesinleşene kadar aynı azimle mücadele etmiştir. Sakarya Meydan Muharebesi 1 yıl sonra 30 Ağustos Zaferi ile taçlanmış, 9 Eylül’de düşmanın İzmir’den denize dökülmesiyle de nihai amacına ulaşmıştır. Düşman Sakarya’dan geriye doğru çekilirken önüne çıkan her yeri ve her şeyi yakıp yıkarak, yüz kızartıcı nice katliama imza atarak gerçek yüzünü de göstermiştir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Alagözler Sakarya Savaşı’nı bizzat yöneten İstiklal Harbi’nin Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere Millî Mücadele’nin zaferle sonuçlanmasında emeği geçen tüm komutanları, şehitleri, gazileri rahmetle, minnetle yâd etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün şehitlerin ruhuna Fatiha okudu.

“SAKARYA ZAFERİ TARİHİMİZİN ÖNEMLİ YAPRAKLARINDAN BİRİDİR”

Sakarya Zaferi’nin tıpkı Malazgirt gibi, tıpkı Bursa’nın, Edirne’nin, İstanbul’un fethi gibi, bir tarafta Viyana kapılarını diğer tarafta Kızıldeniz’i kucaklayan şanlı tarihin önemli yapraklarından biri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Gazi Mustafa Kemal’in ‘Sakarya Melhame-i Kübra’sı, yani bir çeşit ‘kıyamet savaşı’ diye isimlendirdiği bu büyük zaferi Nazım Hikmet şöyle tasvir ediyor; ‘Sonra 23 Ağustos Sakarya Melhame-i Kübrası ki devamı 13 Eylül gününe kadardır. Bizim kırk bin piyademiz, dört bin beş yüz atlımız, düşmanın seksen sekiz bin piyadesi, üç yüz topu vardı. Harp meydanının kuzey yanı Sakarya ve dağlardır. Keskin ve dik yamaçlarıyla ve kireçli toprakları ve kayalarında tek başlarına, birbirinden uzak haşin ve münzevi çam ağaçlarıyla Abdülselam Dağı. Gökler Dağı, dağlar ve Sakarya’dan bu havalide yalnız çatal tırnaklı karacalar su içmektedir. Ankara suyunun döküldüğü yerden Eskişehir kuzeybatısına kadar Sakarya mecrası uçurumlar içinden geçmektedir. Güneyde ve güneydoğuda yapraksız ve hazin, geniş ve uzun ve insana bıraktığı hiçbir şeye acımadan ölmek arzusu veren Cihanbeyli Ovası: Çöl… Bu çölün, bu dağların ve bu nehrin ve bizim önümüzde 22 gün ve gece, fasılasız dövüşüp, düşman ordusu ric’ata mecbur kaldı’.”

Necip Fazıl Kısakürek’in de Sakarya Zaferi’nin nasıl bir ruhla kazanıldığını, millet ve vatan için nasıl bir mana taşıdığını Sakarya Türküsü ile anlattığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya Türküsü’nden beyitler okudu.

“Millî Mücadele’nin adeta son kalesi olan Polatlı-Haymana hattında kazanılan bu zafer hikâyesi nesilden nesile aktarılarak İstiklal Harbi’mizi hangi şartlarda ve ne büyük fedakarlıklarla kazandığımızı unutturmamalıyız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sakarya Savaşı’nın yaşandığı Polatlı ve Haymana’da hâlihazırda yedi anıt şehitliğimiz bulunuyor. Ayrıca bu zaferin kazanıldığı bölgeyi tarihî millî park ilan ederek kapsamlı bir ihya çalışması başlattık. Yaptığımız restorasyon çalışmalarıyla çarpışmaların yaşandığı bölgeleri, alt ve üst yapı tesisleri, ziyaretçi merkezleri, müzelerle donatarak tarih hafızamıza kazandırdık. Bu kapsamda yapılan Sakarya Meydan Muharebesi ve Türk Tarihi Tanıtım Merkezi ile Haymana Ziyaret Merkezi ve Şehit Binbaşı Hüseyin Avni Alparslan Şehitliği’nin açılışını canlı bağlantıyla gerçekleştireceğiz. Tüm bu eserleri, gelecek nesillere, verdiğimiz mücadelenin ve kazandığımız zaferlerin en doğru şekilde anlatılması bakımından önemli görevler ifa edeceğine inanıyorum.”

“TÜRK MİLLETİ, DİŞİYLE, TIRNAĞIYLA VERDİĞİ MİLLÎ MÜCADELESİNİ, KURDUĞU CUMHURİYETLE YENİ BİR BAŞLANGIÇ HÂLİNE GETİRMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya Zaferi’nin akabinde, Ankara’da faaliyet gösteren Büyük Millet Meclisi ve hükûmetin, uluslararası alanda milletin asıl temsilcisi olarak kabul edilmeye başlandığını, bu durumun, sahada verilen mücadelenin diplomasi alanına da taşınmasını sağladığını söyledi.

İzmir’in kurtuluşunun ardından, vatan topraklarının kalan kısımlarında da kontrolü sağlayan Ankara hükûmetinin Osmanlı’yı siyasi ve ekonomik olarak boğan zihniyetle mücadeleye giriştiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir tarafından Sevr dayatması, diğer tarafında Misak-ı Millî iradesi olan bu çetin mücadelenin Lozan Antlaşması’yla sonuçlandığını ifade etti. Anadolu’dan tamamen sökülüp atılmak istenen Türk Milleti’nin dişiyle, tırnağıyla, tüm gövdesi ve ruhuyla verdiği Millî Mücadele’sini kurduğu Cumhuriyetle yeni bir başlangıç hâline getirdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bin yıllık vatanımız Anadolu’daki üçüncü büyük devletimiz Türkiye Cumhuriyeti, yaşadığımız onca badirelere, uğradığımız onca saldırılara rağmen 100. yılının eşiğine kadar gelmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki büyük kalkınma heyecanı daha sonra yerini taklitçi ve teslimiyetçi bir zihniyete bırakmıştır. Çok partili siyasi hayata geçişle birlikte vesayetin sinsi oyunlarına ve darbelerin yol açtığı hasarlara rağmen, milletimiz demokrasi ve kalkınma istikametinde ısrarcı bir tutum ortaya koymuştur. Geçtiğimiz dönemde ülkemizin nispi bir istikrar ve güven ikliminde ne büyük başarılara imza atabileceğini hep birlikte ispat ettik. Millî iradenin gücünün önünde ne vesayetin ne sosyal mühendislik hesaplarının ne terör örgütlerinin ne darbelerin duramayacağı gerçeğini cümle âleme gösterdik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin 100. yılı olan 2023’e endekslenen hedeflerin, aslında tıpkı Millî Mücadele’nin kendisi gibi küresel senaryolara karşı bir başkaldırı olduğunu söyledi. Türkiye’nin kendi verdikleri rollerin dışına çıkmasını istemeyenlere, alın teri ve kanla, istiklaline ve istikbaline sahip çıkan bir ülke olduğu gerçeğini kabul ettirdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bazıları hâlâ 2023 hedeflerimizi sıradan bir orta, uzun vadeli kalkınma programı sanmaya devam ediyor. Hâlbuki biz bu iradeyi ortaya koyarak Cumhuriyet tarihinin en iddialı ve cesur makas değişikliğini gerçekleştirdik. Demokrasi ve kalkınma standartlarımızı dünyanın en ileri ülkeleri seviyesine çıkartarak, asırlardır kuşatma altında tutulan medeniyet, tarih ve kültür ufkumuzu tekrar açmayı başardık” diye konuştu.

“EVLATLARIMIZA 2053 VİZYONUNU İNŞA EDECEKLERİ BİR MİRAS BIRAKMANIN GAYRETİ İÇERİSİNDEYİZ”

Bir yandan eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, sanayiden spora her alanda asırlık ihmallerin telafisini gerçekleştirdiklerini, diğer yandan hak, hukuk, adalet, özgürlük alanlarında milletin uzunca bir süredir yaşadığı mağduriyetleri giderecek adımları attıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Böylece ülkemizi dünyanın yaşadığı büyük dönüşümleri, vaktini ve enerjisini kendi iç mücadeleleriyle heba eden bir konumdan, her alanda potansiyelini en üst seviyede kullanabilen bir yere geldik. Evlatlarımıza işte bu güçlü altyapının üzerinde 2053 vizyonunu inşa edecekleri bir miras bırakmanın gayreti içerisindeyiz. Elbette bu noktaya öyle kolay gelmedik. Son iki asırda yaşadığımız ne badire varsa hepsinin de benzerleri önümüze çıkartıldı. Dikkatimizi hedeflerimizden uzaklaştırmak için dört bir tarafımızdan çekiştirildik, taciz edildik. Hamdolsun tüm bu engelleri Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle aşarak, bugün bulunduğumuz yere ulaştık. Küresel siyasi ve ekonomik sistemin yeniden yapılanma sancıları yaşadığı bir dönemde, Türkiye olarak sahip olduğumuz imkânlardan aldığımız güçle, yönümüzü hep geleceğe dönüp, istikametimizi belirleyerek oraya doğru yürüyoruz. Terör tehditlerinden bölgesel krizlere, küresel ısınma ve çevre felaketleri gibi yeni önceliklere kadar her alanda kendimize olumlu yönde ayrıştırarak hedeflerimize doğru yürümeyi sürdürüyoruz. Bir süredir ardı ardına yüzüncü yıllarının kutlamalarını yaptığımız Millî Mücadele’mizin sembol adımlarının her birini geçmişin muhasebesinin yapılması ve geleceğin istikametinin belirlenmesi bakımından önemli vesileler olarak görüyoruz. Hiç şüphesiz bu adımların zirvesini hiç endişe etmeden 29 Ekim 2023’te vasıl olacağımız Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı oluşturuyor. Rabbimden, milletimize daha nice yüz yıllarını kutlayacağı büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası mücadelesini başarıyla neticelendirmeyi nasip eylemesini diliyorum.”

“KENDİMİZE DAHA ÇOK GÜVENİYOR, GELECEĞİMİZE DAHA UMUTLA BAKIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün dünyada tarih, köken, inanç ve kültür bakımından bütünlüğü olmayan, devlet geçmişi birkaç asrı bulmayan, heybesinde sömürgecilikten katliamlara kadar nice ayıbı gizleyen pek çok ülke olduğunu dile getirdi. Sahip oldukları güvenlik ve refah iklimiyle, tüm bu eksikliklerini kapatmaya çalışanların, gerçekten çetin sınamalarla karşı karşıya kaldıklarında nasıl lime lime döküldüklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İnanın dökülüyorlar, ayakta duracakları mecalleri yok. Türkiye’nin yaşadığı saldırıların, maruz kaldığı gizli açık ayak oyunlarının, içinden geçtiği imtihanların sadece birini bile kaldıramayacak ülkeler var. Salgından tabii afetlere kadar son dönemde yaşanan her olağanüstü durum bu tabloyu daha da belirgin hâle getiriyor. Hamdolsun biz milletimizin birliğine, beraberliğine, kardeşliğine sahip çıkması, arkamızdaki binlerce yıllık devlet geleneğinin gücü, yüz milyonlarca mazlum ve mağdurun duası sayesinde dimdik ayaktayız. Bilhassa son dönemde yaşadıklarımızın ardından artık kendimize daha çok güveniyor, geleceğimize daha umutla bakıyoruz. 2023’e yaklaştıkça bu güven ve umut zeminini bozmaya yönelik tacizlerin artması doğru istikamette gittiğimizin işaretidir. Cumhur İttifakı olarak geleceğimize daha özgüvenle yürüyoruz. Daha özgüvenle de inşallah bunu başaracağımıza inanıyoruz. Milletimiz, Millî Mücadele günlerinden bu yana sahip olduğu o derin irfan hasletiyle tercihini hep ülkesi ve kendisi için doğru olandan yana kullanmıştır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendileri için esas olanın millet iradesi olduğunu belirterek “Cumhuriyet’imizin 100. yılında Türkiye’yi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmayı hedefleyen mücadelemizin başarıya ulaşması için son nefesimize kadar çalışacağız. Onun için tek millet, tek vatan, tek devlet ve tek bayrak. Malazgirt’ten bu yana kazandığımız hiçbir zafer gibi bunun da kolay olmayacağını biliyoruz. Dışarıdan ve içeriden pek çok engeli aşarak bugünlere nasıl geldiysek inşallah menzile de o şekilde ulaşacağız. Bunun için de bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız ve hep birlikte Türkiye olacağız” dedi.

Sakarya Meydan Muharebesi’nde canlarını ortaya koyan gazilere, bu uğurda bir gül bahçesine girercesine toprağa düşen şehitlere, hatıraları asla unutulmayacak kahramanlara Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal’i ve bu zaferin kazanılmasında emeği geçen herkesi şükranla anarak büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası mücadelesine ilham veren ecdadın tüm sembol isimlerinin her birini minnetle yâd etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Duatepe Anıtı’na gelişinde elinde Türk bayrağı olan gençler tarafından karşılandı. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Mangal Dağı’nda bir siperde bulunan, üzerinde mermi izi yer alan, Osmanlıca “padişahın askerleri” anlamına gelen “asakir-i şahane” yazan kemer tokasını hediye etti.