Emre Turanlı Shell & Turcas Petrol A.Ş.’nin Yeni CEO’su Olarak Atandı Emre Turanlı Shell & Turcas Petrol A.Ş.’nin Yeni CEO’su Olarak Atandı için yorumlar kapalı 14154

Shell & Turcas’da 5 yıldır CEO’luk görevini yürüten Felix Faber’in yerine Emre Turanlı atandı. Shell bünyesinde Avrupa ve Güney Afrika’dan Sorumlu Tedarik ve İkmal Genel Müdürü olarak atanan Faber’in yerine ilk Türk CEO olarak atanan Emre Turanlı yeni görevine 1 Haziran 2020 tarihinde başlayacak. Emre Turanlı Shell bünyesinde son olarak, Avrupa ve Güney Afrika Shell Filo Çözümleri Genel Müdürü olarak görev yapıyordu.

Son 5 yıldır Shell & Turcas CEO olarak görev yapan Felix Faber, görevini uzun yıllardır Shell bünyesinde kariyerini başarıyla sürdüren Emre Turanlı’ya devrediyor. Shell’in uluslararası görevlendirmeleri doğrultusunda Felix Faber, Avrupa ve Güney Afrika’dan Sorumlu Shell Tedarik ve İkmal Genel Müdürü olarak atanırken, yerine 2018 yılından bu yana Avrupa ve Güney Afrika Shell Filo Çözümleri Genel Müdürü olarak görev yapan Emre Turanlı getirildi. Felix Faber, Shell & Turcas CEO görevine 31 Mayıs 2020 tarihine kadar devam edecek ve Emre Turanlı Shell & Turcas’ın ilk Türk CEO’su olarak atandığı yeni görevine 1 Haziran 2020 tarihinde başlayacak.

Kariyerine 2003 yılında Shell Almanya’da Finansal Analist olarak baslayan Emre Turanlı, Almanya, İngiltere ve Türkiye’de strateji yönetimi, satış ve pazarlama alanlarında yönetici olarak görev aldı. 2014 yılının sonunda, Almanya, Avusturya ve İsviçreyi kapsayan bölgenin, Perakende Pazarlama Direktörü olan Turanlı, bu süreçte akaryakıt dışı gelirlerin artmasını hızlandırmanın yanı sıra Shell Küresel’in yeni enerjiler stratejisi kapsamında önemli yer tutan istasyonlarda elektrikli şarj ünitelerinin kurulması, hidrojen istasyon ağının geliştirilmesi gibi yenilikçi yatırımlara öncülük etti. Turanlı, 2018 yılından bu yana Romanya, Baltık Ülkeleri, İtalya gibi önemli pazarların da dahil olduğu Güney Afrika’dan Polonya’ya kadar olan geniş bir coğrafyayı kapsayan, 21 ülkeden oluşan Shell Filo Çözümleri Genel Müdürü olarak görev yapıyor.

Robert Koleji ve Boğaziçi Üniversitesi mezuniyetinin ardından Manchester Business School’dan MBA diploması alan Emre Turanlı, Hamburg Üniversitesi’nde pazarlama alanında ziyaretçi öğretim görevlisi olarak ders veriyor. Turanlı, aynı zamanda Almanya Pazarlama Direktörleri Konseyi üyesidir. Evli ve iki çocuk babası olan Turanlı, üniversite öğrenimini tamamlayana kadar milli sutopu oyuncusu olarak Türkiye’yi dünya ve avrupa şampiyonalarında genç takımlar düzeyinde temsil etti.

Felix Faber, profesyonel kariyerine 1999 yılında Shell’de başladı. Enerji sektöründeki 21 yıllık tecrübesi boyunca Taşımacılık, Perakende, Akaryakıt, Filo Çözümleri ve Madeni Yağlar gibi birçok farklı iş kolunda küresel, bölgesel ve yerel rollerde görev aldı. Asya, Avrupa ve Orta Doğu’da satış, pazarlama, strateji alanlarında üst düzey yöneticilik yaptı. 2007 yılında Almanya, Avusturya ve İsviçre’yi kapsayan Shell Ticari Yakıtlar Müdürü ve Shell euroShell GmbH Genel Müdürü oldu.

Ardından Avrupa’daki 14 ülkeden sorumlu Shell Madeni Yağlar Genel Müdürü olarak atandı. 2015 yılında Shell & Turcas Petrol A.Ş. CEO’su olan Faber, görev süresi boyunca birçok başarıya imza attı.

Shell & Turcas, Türkiye’de 1000’i aşkın istasyonunda her gün 1 milyondan fazla misafirine akaryakıt, madeni yağ ve akaryakıt dışı ürün ve hizmetler sunuyor. Faber’in liderliğindeki 5 yıllık süreçte de Shell & Turcas, akaryakıt, madeni yağ ve akaryakıt dışı ürün ve hizmetler konusunda pazara yön veren öncü bir konuma ulaştı.

Yeni yakıt teknolojilerine yatırım yaparak ve sürücüleri daha iyi tanıyarak en iyi ürün ve hizmetleri geliştirmek için çalışan Shell & Turcas, istasyonlarını ziyaret eden herkesin daha iyi bir yolculuk geçirmelerini sağlamayı amaçlıyor. Yeni yakıtlarını da rekabetçi fiyatlarla sunmaya büyük önem veren Shell & Turcas, teknolojik yeniliklerle ürünlerini sürekli olarak geliştirerek verimlilik ve performans artışı ile sürücülere katkı sağlıyor.

Shell Türkiye Hakkında:

Türkiye’de 1923’ten bu yana faaliyet gösteren Shell, enerji alanında sektöre yeniliklerle, yüksek standartlarla liderlik etmek ve ekonomiye katkıda bulunmak için çalışmaya devam ediyor. Shell, Türkiye’de; “Perakende Satışlar, “Madeni Yağlar Üretim ve Pazarlama”, “Filo Çözümleri”, “Toptan Akaryakıt”, “Enerji ve Gaz”, “Doğalgaz ve Petrol Arama”, “Havacılık Satışları”, “Kimya Satışları” ve “Denizcilik Satışları” alanlarında faaliyet gösteriyor.

Shell, her gün 1 milyondan fazla misafirini Türkiye’nin dört bir yanına yayılmış 1000’nin üzerindeki istasyon ağında misafir ediyor ve yine her gün 500 binden fazla motorlu taşıta, yüzlerce şantiyeye akaryakıt ikmali yapıyor. Akdeniz’deki tek gres ve en büyük madeni yağ üretim tesisi olan Derince’deki Shell Madeni Yağ ve Gres Üretimi Tesisi’nden 61 ülkeye gerçekleştirdiği ihracatıyla da ülke ekonomisine katkı sağlıyor.

97 yıldır faaliyet gösterdiği Türkiye’de geçmişten beri sektöründe birçok alana liderlik etmektedir; müşteri memnuniyetini her zaman önceliğine koyan Shell, 450’den fazla istasyonunda Shell Select marketleri ile 1,500 farklı ürünü müşterilerine sunuyor. 300’den fazla istasyonunda çocuklar için özel tasarlanmış çocuk tuvaletleri bulunuyor. 500 ‘Engelsiz Hizmet Alanı’ ile istasyonlarını ziyaret eden engelli misafirlerinin yaşamlarını kolaylaştırmayı hedefliyor.

Shell, yol güvenliği, inovasyon, çevre, kadın&genç istihdamı ve engelsiz yaşam alanındaki sosyal yatırım programları ile Türkiye’nin sosyal gelişimine de katkıda bulunuyor. Yol emniyeti alanında “Trafikte Küçük Hata Yoktur” ile öğrencileri trafik güvenliği konusunda bilinçlendiriyor. İnovasyon alanında “Shell Eco-Marathon” ile her yıl yaklaşık 1000 lise ve üniversite öğrencisinin geleceğin enerjileri ile daha verimli araç üretmesine imkan sağlıyor. Engelsiz yaşam kapsamında müşterileri ve iş ortakları ile topladıkları kapakları tekerlekli sandalyeye dönüştürüyor. İstihdam alanında; akaryakıt sektöründe bir ilk olan “Shell’de Kadın Enerjisi” kadın istihdamı programı ile 2023 yılında 5000 kadına istihdam yaratmayı hedefliyor. Ayrıca, Türkiye genelinde belirlenen Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde eğitim gören gençlere staj ve mezunlarına iş imkanı sunuyor.

Shell, Türkiye’deki faaliyetlerinde 761’i doğrudan, 15.000 kişiye dolaylı olarak istihdam sağlamaktadır.

Önceki HaberSonraki Haber

Ahmet Erdem | Petrol gaz Dergisi Ahmet Erdem | Petrol gaz Dergisi için yorumlar kapalı 50899

KİM KİMDİR . Ahmet Erdem İstanbul Teknik Üniversitesi’nde İnşaat Mühendisliği branşında lisans eğitimi aldıktan sonra İstanbul Üniversitesi İşletme Enstitüsü’nde Mühendislik Yönetimi branşını tamamlamıştır.

1990 yılında Shell’de çalışmaya başlayan Erdem, Türkiye, Orta Doğu ve Avrupa’da üst kademelerde görev yapmıştır. Yunanistan ve Türkiye Yatırım Müdürlüğü, Türkiye Perakende Satışlar Müdürlüğü görevlerinden sonra, 2006 yılında, halihazırda Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı da yürüttüğü Shell & Turcas Petrol A.Ş. ortak girişim şirketinin kurulmasında önemli bir rol üstlenmiştir. Ortak girişim şirketinin entegrasyonu sırasında Perakende Genel Müdürü ve İcra Kurulu üyeliği görevlerini yürüttükten sonra Shell’in Doğu Afrika’daki faaliyetlerinin merkezi olan Kenya’da Shell Ülke Başkanı ve Kenya Shell Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlenmiştir. Ahmet Erdem, Royal Dutch Shell bünyesinde finansal ve itibar risk yönetimi ile ilgili eğitimler almıştır ve ülke çapında 20 yıla yakın risk yönetim tecrübesi bulunmaktadır.

Erdem halen Shell Türkiye Ülke Başkanlığı’nın yanı sıra Shell&Turcas A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Sabancı Holding Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini yürütmektedir.

Ahmet Erdem, önceki yıllarda Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nde (YASED) iki dönem Yönetim Kurulu Başkanlığı yapmış olup halihazırda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde (TOBB) Petrol ve Petrol Ürünleri Sanayi Meclis Başkanlığı, Petrol Sanayi Derneği’nde (PETDER) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı, Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (WBCSD Türkiye), United Nations Global Compact Türkiye ve Enerji Verimliliği Derneği’nde (ENVER) Yönetim Kurulu Üyeliği ve İngiliz Ticaret Odası’nda Danışma Kurulu Üyeliğini sürdürmektedir.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sakarya Zaferi’nin kazanıldığı 1921 yılı, Anadolu’daki bin yıllık varlığımızın da dönüm noktalarından biridir” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sakarya Zaferi’nin kazanıldığı 1921 yılı, Anadolu’daki bin yıllık varlığımızın da dönüm noktalarından biridir” için yorumlar kapalı 87928

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya Zaferi’nin 100. yılı kutlama programında yaptığı konuşmada, “Sakarya Zaferinin kazanıldığı 1921 yılı, herhangi bir savaşın değil, Anadolu’daki bin yıllık varlığımızın da dönüm noktalarından biridir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Polatlı Duatepe’de düzenlenen Sakarya Zaferi’nin 100’üncü yılı kutlama programına katılarak, bir konuşma gerçekleştirdi.

Sakarya Zaferi’nin kazanıldığı 1921 yılının, herhangi bir savaşın değil, Anadolu’daki bin yıllık Türk varlığının da dönüm noktalarından biri olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Mücadele’nin en kritik safhasında kazanılan bu zaferle, başkenti tehdit eden düşman saldırısının önüne geçildiğini kaydetti.

Temmuz ayında Sakarya’nın doğusuna çekilmek zorunda kalan ordunun, milletin var gücüyle donatılması ve başına da Meclis’in Başkomutan olarak görevlendirdiği Gazi Mustafa Kemal’in geçmesi sayesinde bir ay içerisinde toparlanıp düşmanı yeniden Sakarya’nın batısına attığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Mücadele’nin en kritik sayfasında kazanılan bu zaferle başkenti tehdit eden düşman saldırısının önüne geçildiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, top seslerinin Ulus’tan duyulmaya başlandığı bir süreçte kahraman ordunun adeta düşmana “dur” diyerek istiklal ile sonuçlanacak Büyük Taarruz’un müjdesini bu bölgede verdiğini kaydetti.

Çal Dağı’nda, Beştepe’de, Karlıtepe’de, Duatepe’de, Mangal Dağı’nda “Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak” diye başlayan İstiklal Marşı’na ilham veren kahramanların Polatlı-Haymana hattında verdikleri büyük mücadeleyle isimlerini tarihe cesaretleri ve kanlarıyla kazıdıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “‘Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır’ anlayışıyla yürütülen bu savaşta vatanın her karışını kanlarının son damlasına kadar koruma kararıyla cephede yerini alan askerlerimiz zafer kesinleşene kadar aynı azimle mücadele etmiştir. Sakarya Meydan Muharebesi 1 yıl sonra 30 Ağustos Zaferi ile taçlanmış, 9 Eylül’de düşmanın İzmir’den denize dökülmesiyle de nihai amacına ulaşmıştır. Düşman Sakarya’dan geriye doğru çekilirken önüne çıkan her yeri ve her şeyi yakıp yıkarak, yüz kızartıcı nice katliama imza atarak gerçek yüzünü de göstermiştir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Alagözler Sakarya Savaşı’nı bizzat yöneten İstiklal Harbi’nin Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere Millî Mücadele’nin zaferle sonuçlanmasında emeği geçen tüm komutanları, şehitleri, gazileri rahmetle, minnetle yâd etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün şehitlerin ruhuna Fatiha okudu.

“SAKARYA ZAFERİ TARİHİMİZİN ÖNEMLİ YAPRAKLARINDAN BİRİDİR”

Sakarya Zaferi’nin tıpkı Malazgirt gibi, tıpkı Bursa’nın, Edirne’nin, İstanbul’un fethi gibi, bir tarafta Viyana kapılarını diğer tarafta Kızıldeniz’i kucaklayan şanlı tarihin önemli yapraklarından biri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Gazi Mustafa Kemal’in ‘Sakarya Melhame-i Kübra’sı, yani bir çeşit ‘kıyamet savaşı’ diye isimlendirdiği bu büyük zaferi Nazım Hikmet şöyle tasvir ediyor; ‘Sonra 23 Ağustos Sakarya Melhame-i Kübrası ki devamı 13 Eylül gününe kadardır. Bizim kırk bin piyademiz, dört bin beş yüz atlımız, düşmanın seksen sekiz bin piyadesi, üç yüz topu vardı. Harp meydanının kuzey yanı Sakarya ve dağlardır. Keskin ve dik yamaçlarıyla ve kireçli toprakları ve kayalarında tek başlarına, birbirinden uzak haşin ve münzevi çam ağaçlarıyla Abdülselam Dağı. Gökler Dağı, dağlar ve Sakarya’dan bu havalide yalnız çatal tırnaklı karacalar su içmektedir. Ankara suyunun döküldüğü yerden Eskişehir kuzeybatısına kadar Sakarya mecrası uçurumlar içinden geçmektedir. Güneyde ve güneydoğuda yapraksız ve hazin, geniş ve uzun ve insana bıraktığı hiçbir şeye acımadan ölmek arzusu veren Cihanbeyli Ovası: Çöl… Bu çölün, bu dağların ve bu nehrin ve bizim önümüzde 22 gün ve gece, fasılasız dövüşüp, düşman ordusu ric’ata mecbur kaldı’.”

Necip Fazıl Kısakürek’in de Sakarya Zaferi’nin nasıl bir ruhla kazanıldığını, millet ve vatan için nasıl bir mana taşıdığını Sakarya Türküsü ile anlattığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya Türküsü’nden beyitler okudu.

“Millî Mücadele’nin adeta son kalesi olan Polatlı-Haymana hattında kazanılan bu zafer hikâyesi nesilden nesile aktarılarak İstiklal Harbi’mizi hangi şartlarda ve ne büyük fedakarlıklarla kazandığımızı unutturmamalıyız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sakarya Savaşı’nın yaşandığı Polatlı ve Haymana’da hâlihazırda yedi anıt şehitliğimiz bulunuyor. Ayrıca bu zaferin kazanıldığı bölgeyi tarihî millî park ilan ederek kapsamlı bir ihya çalışması başlattık. Yaptığımız restorasyon çalışmalarıyla çarpışmaların yaşandığı bölgeleri, alt ve üst yapı tesisleri, ziyaretçi merkezleri, müzelerle donatarak tarih hafızamıza kazandırdık. Bu kapsamda yapılan Sakarya Meydan Muharebesi ve Türk Tarihi Tanıtım Merkezi ile Haymana Ziyaret Merkezi ve Şehit Binbaşı Hüseyin Avni Alparslan Şehitliği’nin açılışını canlı bağlantıyla gerçekleştireceğiz. Tüm bu eserleri, gelecek nesillere, verdiğimiz mücadelenin ve kazandığımız zaferlerin en doğru şekilde anlatılması bakımından önemli görevler ifa edeceğine inanıyorum.”

“TÜRK MİLLETİ, DİŞİYLE, TIRNAĞIYLA VERDİĞİ MİLLÎ MÜCADELESİNİ, KURDUĞU CUMHURİYETLE YENİ BİR BAŞLANGIÇ HÂLİNE GETİRMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya Zaferi’nin akabinde, Ankara’da faaliyet gösteren Büyük Millet Meclisi ve hükûmetin, uluslararası alanda milletin asıl temsilcisi olarak kabul edilmeye başlandığını, bu durumun, sahada verilen mücadelenin diplomasi alanına da taşınmasını sağladığını söyledi.

İzmir’in kurtuluşunun ardından, vatan topraklarının kalan kısımlarında da kontrolü sağlayan Ankara hükûmetinin Osmanlı’yı siyasi ve ekonomik olarak boğan zihniyetle mücadeleye giriştiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir tarafından Sevr dayatması, diğer tarafında Misak-ı Millî iradesi olan bu çetin mücadelenin Lozan Antlaşması’yla sonuçlandığını ifade etti. Anadolu’dan tamamen sökülüp atılmak istenen Türk Milleti’nin dişiyle, tırnağıyla, tüm gövdesi ve ruhuyla verdiği Millî Mücadele’sini kurduğu Cumhuriyetle yeni bir başlangıç hâline getirdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bin yıllık vatanımız Anadolu’daki üçüncü büyük devletimiz Türkiye Cumhuriyeti, yaşadığımız onca badirelere, uğradığımız onca saldırılara rağmen 100. yılının eşiğine kadar gelmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki büyük kalkınma heyecanı daha sonra yerini taklitçi ve teslimiyetçi bir zihniyete bırakmıştır. Çok partili siyasi hayata geçişle birlikte vesayetin sinsi oyunlarına ve darbelerin yol açtığı hasarlara rağmen, milletimiz demokrasi ve kalkınma istikametinde ısrarcı bir tutum ortaya koymuştur. Geçtiğimiz dönemde ülkemizin nispi bir istikrar ve güven ikliminde ne büyük başarılara imza atabileceğini hep birlikte ispat ettik. Millî iradenin gücünün önünde ne vesayetin ne sosyal mühendislik hesaplarının ne terör örgütlerinin ne darbelerin duramayacağı gerçeğini cümle âleme gösterdik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin 100. yılı olan 2023’e endekslenen hedeflerin, aslında tıpkı Millî Mücadele’nin kendisi gibi küresel senaryolara karşı bir başkaldırı olduğunu söyledi. Türkiye’nin kendi verdikleri rollerin dışına çıkmasını istemeyenlere, alın teri ve kanla, istiklaline ve istikbaline sahip çıkan bir ülke olduğu gerçeğini kabul ettirdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bazıları hâlâ 2023 hedeflerimizi sıradan bir orta, uzun vadeli kalkınma programı sanmaya devam ediyor. Hâlbuki biz bu iradeyi ortaya koyarak Cumhuriyet tarihinin en iddialı ve cesur makas değişikliğini gerçekleştirdik. Demokrasi ve kalkınma standartlarımızı dünyanın en ileri ülkeleri seviyesine çıkartarak, asırlardır kuşatma altında tutulan medeniyet, tarih ve kültür ufkumuzu tekrar açmayı başardık” diye konuştu.

“EVLATLARIMIZA 2053 VİZYONUNU İNŞA EDECEKLERİ BİR MİRAS BIRAKMANIN GAYRETİ İÇERİSİNDEYİZ”

Bir yandan eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, sanayiden spora her alanda asırlık ihmallerin telafisini gerçekleştirdiklerini, diğer yandan hak, hukuk, adalet, özgürlük alanlarında milletin uzunca bir süredir yaşadığı mağduriyetleri giderecek adımları attıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Böylece ülkemizi dünyanın yaşadığı büyük dönüşümleri, vaktini ve enerjisini kendi iç mücadeleleriyle heba eden bir konumdan, her alanda potansiyelini en üst seviyede kullanabilen bir yere geldik. Evlatlarımıza işte bu güçlü altyapının üzerinde 2053 vizyonunu inşa edecekleri bir miras bırakmanın gayreti içerisindeyiz. Elbette bu noktaya öyle kolay gelmedik. Son iki asırda yaşadığımız ne badire varsa hepsinin de benzerleri önümüze çıkartıldı. Dikkatimizi hedeflerimizden uzaklaştırmak için dört bir tarafımızdan çekiştirildik, taciz edildik. Hamdolsun tüm bu engelleri Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle aşarak, bugün bulunduğumuz yere ulaştık. Küresel siyasi ve ekonomik sistemin yeniden yapılanma sancıları yaşadığı bir dönemde, Türkiye olarak sahip olduğumuz imkânlardan aldığımız güçle, yönümüzü hep geleceğe dönüp, istikametimizi belirleyerek oraya doğru yürüyoruz. Terör tehditlerinden bölgesel krizlere, küresel ısınma ve çevre felaketleri gibi yeni önceliklere kadar her alanda kendimize olumlu yönde ayrıştırarak hedeflerimize doğru yürümeyi sürdürüyoruz. Bir süredir ardı ardına yüzüncü yıllarının kutlamalarını yaptığımız Millî Mücadele’mizin sembol adımlarının her birini geçmişin muhasebesinin yapılması ve geleceğin istikametinin belirlenmesi bakımından önemli vesileler olarak görüyoruz. Hiç şüphesiz bu adımların zirvesini hiç endişe etmeden 29 Ekim 2023’te vasıl olacağımız Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı oluşturuyor. Rabbimden, milletimize daha nice yüz yıllarını kutlayacağı büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası mücadelesini başarıyla neticelendirmeyi nasip eylemesini diliyorum.”

“KENDİMİZE DAHA ÇOK GÜVENİYOR, GELECEĞİMİZE DAHA UMUTLA BAKIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün dünyada tarih, köken, inanç ve kültür bakımından bütünlüğü olmayan, devlet geçmişi birkaç asrı bulmayan, heybesinde sömürgecilikten katliamlara kadar nice ayıbı gizleyen pek çok ülke olduğunu dile getirdi. Sahip oldukları güvenlik ve refah iklimiyle, tüm bu eksikliklerini kapatmaya çalışanların, gerçekten çetin sınamalarla karşı karşıya kaldıklarında nasıl lime lime döküldüklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İnanın dökülüyorlar, ayakta duracakları mecalleri yok. Türkiye’nin yaşadığı saldırıların, maruz kaldığı gizli açık ayak oyunlarının, içinden geçtiği imtihanların sadece birini bile kaldıramayacak ülkeler var. Salgından tabii afetlere kadar son dönemde yaşanan her olağanüstü durum bu tabloyu daha da belirgin hâle getiriyor. Hamdolsun biz milletimizin birliğine, beraberliğine, kardeşliğine sahip çıkması, arkamızdaki binlerce yıllık devlet geleneğinin gücü, yüz milyonlarca mazlum ve mağdurun duası sayesinde dimdik ayaktayız. Bilhassa son dönemde yaşadıklarımızın ardından artık kendimize daha çok güveniyor, geleceğimize daha umutla bakıyoruz. 2023’e yaklaştıkça bu güven ve umut zeminini bozmaya yönelik tacizlerin artması doğru istikamette gittiğimizin işaretidir. Cumhur İttifakı olarak geleceğimize daha özgüvenle yürüyoruz. Daha özgüvenle de inşallah bunu başaracağımıza inanıyoruz. Milletimiz, Millî Mücadele günlerinden bu yana sahip olduğu o derin irfan hasletiyle tercihini hep ülkesi ve kendisi için doğru olandan yana kullanmıştır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendileri için esas olanın millet iradesi olduğunu belirterek “Cumhuriyet’imizin 100. yılında Türkiye’yi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmayı hedefleyen mücadelemizin başarıya ulaşması için son nefesimize kadar çalışacağız. Onun için tek millet, tek vatan, tek devlet ve tek bayrak. Malazgirt’ten bu yana kazandığımız hiçbir zafer gibi bunun da kolay olmayacağını biliyoruz. Dışarıdan ve içeriden pek çok engeli aşarak bugünlere nasıl geldiysek inşallah menzile de o şekilde ulaşacağız. Bunun için de bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız ve hep birlikte Türkiye olacağız” dedi.

Sakarya Meydan Muharebesi’nde canlarını ortaya koyan gazilere, bu uğurda bir gül bahçesine girercesine toprağa düşen şehitlere, hatıraları asla unutulmayacak kahramanlara Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal’i ve bu zaferin kazanılmasında emeği geçen herkesi şükranla anarak büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası mücadelesine ilham veren ecdadın tüm sembol isimlerinin her birini minnetle yâd etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Duatepe Anıtı’na gelişinde elinde Türk bayrağı olan gençler tarafından karşılandı. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Mangal Dağı’nda bir siperde bulunan, üzerinde mermi izi yer alan, Osmanlıca “padişahın askerleri” anlamına gelen “asakir-i şahane” yazan kemer tokasını hediye etti.